Deprem sonrası pek çok tarihi eserlerden kalanlar moloz yığınından farksız. Bunlardan biri de Yeni Camii.
6 şubatta meydana gelen asrın felaketi olarak adledilen o büyük depremler koca koca şehirlerin çehresini yerle bir etti.
7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki çifte depremlerle yer yerinden oynadı. Deyim gerçek oldu taş taş üstünde kalmadı.
Deprem, yalnızca etki ettiği şehirlerde değil, tüm Türkiye’de büyük bir trajediye, tarifi mümkün olmayan acılara sebep oldu. Deprem nedeniyle, Malatya’nın da aralarında bulunduğu 10 ilde binlerce bina da yıkıldı.
Deprem bölgesindeki bazı mahallelerde ve semtlerde bir tek bina dahi ayakta kalamadı. Bazı yerleşim yerleri, devasa birer enkaz yığını haline geldi. Ne yazık ki enkaz yığınına dönüşen şehirler ile birlikte binlerce yıllık bir tarih de yok oldu ve silindi. Malatya’da da 30’a yakın ağır hasarlı kültür varlığı tespit edildi.
Bunlardan birisi de Kentin en önemli kültür varlıklarından olan asırlık Yeni Cami bir diğer adıyla Teze Camii ilk sarsıntıda büyük oranda hasar alırken 2. Depremde şehrin simgesi olan 123 yıllık Malatya Camii yıkıldı.
Öte yandan Malatya'nın sembolü haline gelen ve 100 yılı aşkın süredir ayakta duran Yeni Cami, 24 Ocak 2020 yılında Elazığ'ın Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde büyük çapta hasar görmüştü. Restorasyon çalışmaları henüz yeni tamamlanmış Malatya simgesi haline gelen camiisine daha yeni kavuşmuştu ki yine bu kez daha da büyük yıkıma uğradı.
Malatya’da binlerce kişinin ibadet ettiği, pek çok Malatyalının buluşma noktası olan Yeni Camii değil tabii ki yıkıma uğrayan Yeni Camii etrafı da neredeyse silindi şehirden. Onlarca esnafın iş yaptığı ayakkabıcısından mefruşatçısına, lokantacısından oteline kadar pek çok kişinin ekmek kapısı olan o yerlerin yerinde şu an molozlar ve camiiye ait yıkık dökük bi kaç duvar kaldı sadece. Gün içerisinde iğne atsanız yere düşmeyecek o yerler, her gün şehrin belki de en kalabalık konumları arasında yer alırken şu an kimsesiz, sessiz ve öksüz.
Yeni halini görenlerin içi sızlıyor, anıları, geçmişi film şeridi gibi belki gözlerinin önünden geçiyor. Bizler kadrajımıza yansıyan bu görüntüleri izleyince neredeyse neresi olduğunu anlayamadık. Bu kadar tarihin ve yaşanmışlıkların izi sanki yaşanan o 90 saniyenin ardından silinmiş ve yok olmuş.