Bu nasıl sevda demeyin... 9 dönüm arazisinin içinde evi, evinin bahçesi ise köpek pansiyonu...
Onlarla konuşuyor, dertleşiyor, kucaklıyor, seviyor, okşuyor, öpüyor, boynuna sarılıyor...
İsimlerini tek tek sayıyor.
Köpeklerliyle o kadar dost olmuş, o kadar sıkı bir iletişim içinde ki, sus deyince susuyorlar, dur deyince duruyorlar.
Kazım Yaşar yıllarca yurt dışında yaşamış, İkizce yani Haçova Köyü'ne yerleşmiş; eşiyle, çocuklarıyla, yaşlı annesiyle beraber kurdukları kangal çiftliğinde işleri güçleri, geceleri gündüzleri kangal köpekleri...
Karşıdaki insanın hislerini anında anlarlar diyor, köpeklerin ruhunu okuyor adeta, havlamalarının tonlarının bile farklı olduğunu bizlere anlatıyor.
Özel olarak besliyor çok özel köpeklerini. Kazanlar kurmuş, peynir suları, löp etler, haşlamalar süper menü hazırlıyor, onlara aşçılık yapıyor, garsonluk yapıyor.
Annelere ayrı, yavrularına ayrı servis yapıyor.
Kazım Yaşar'ın hedefi büyük bir çiftlik kurmak, özel aşkları ile geziyor, koşuyor, konuşuyor.
Malatya Haçova diğer bir adıyla İkizce Köyü'ne gittik; bir tutkunun, bir aşkın, bir sevdanın şahidi olduk.