Eylül ayının gelmesiyle birlikte bahar aylarında giriş yaptık. Havaların değişimiyle birlikte gerek yaşam şartlarımız gerek ise metabolizmamız farklılık göstermeye başladı.
Sağlıklı bir yaşam elbette sağlıklı bir beslenme ile elde edilebilir. Bağışıklığımızı güçlendirmek, öte yandan fiziksel olarak da daha sağlıklı ve fit bir görünüme kavuşmak için dikkat edilmesi gerekenler bulunuyor.
Diyetisyen Burcu Çoban mevsim değişiklikleri ile birlikte beslenme konusunda “Sıcak yaz günlerini artık geride bıraktık ve havaların da soğumasıyla aslında tam olarak soğudu da diyemeyiz bir sıcak bir soğuk ilerlediği için soğuk algınlığı, grip, nezle gibi birçok rahatsızlıklarla gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu süreçte bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerekiyor ve bunun içinde yeterli ve dengeli beslenmeyi tavsiye ediyoruz. Ekstradan yapmamız gerekenler; A, C, E vitaminleri ,çinko, selenyum, magnezyum gibi minerallerden ve omega3 ve omega9 gibi yağ asitlerinden faydalanabiliriz. Mutlaka güne kahvaltıyla başlamayı öneriyoruz çünkü hem enerji hem de zinde olmamız adına güne daha sağlam bir kahvaltı ile başlarsak aslında bağışıklığımızı kuvvetlendirme yolunda daha iyi bir adım ile başlamış oluruz. Üç ana ve üç ara öğün olarak ilerlersek antioksidan içeriği yüksek bir beslenme programı ile bağışıklığımızı güçlü tutmuş oluruz. Bunun yanı sıra havaların soğuması ile birlikte fiziksel aktivitelerde de düşüş yaşıyoruz. Buda bizim kas sistemimizin zayıflamasına ve rahatsızlıklara daha fazla direncimizin azalmasına neden olur ayrıca havaların soğumasıyla beraber vücut enerji harcamayı biraz daha azalttığından daha fazla karbonhidratlı besinleri yönlendirdiğimiz için fazla kilo artışına neden olur” dedi.
Diyetle ya da diyetisyenlerle alakalı bilinen bir yanlışa da açıklık getiren Çoban kendilerine kilo almak isteyen danışanlarında sıkça başvurduğunu söyledi. Öte yandan sadece kilo verememek değil kilo alamamanın da büyük bir sorun olduğuna değinerek “kilo alamayan bireylerin en büyük sorunu yeterli ve dengeli beslendiklerine inanmaları. Çok fazla öğün atlıyorlar ya da kilo vermeye çalışanların tam aksine hacimce büyük enerji olarak küçük besinlerden besleniyorlar bu yüzden de mide hacimlerini doldurup aslında olması gereken enerjiyi almadıkları için zayıflık yaşıyorlar. Onların hayatlarında da genel bir düzene gitme yoluna giriyoruz aslında biraz daha zor oluyor. Yavaş yavaş mide hacmini genişletmek, enerji içeriği yüksek besinleri yaşamları dahil etmek, biraz daha düzenli ilerleyerek kilo almalarını sağlayabiliriz. Kilo vermekten daha çok zor cevap aldığımız bir süreç ama çözümsüz değil yavaşta olsa mutlaka cevap alıyoruz” şeklinde konuştu.