Dış kulak yolu çeşitli mekanizmalarla kendini son derece iyi koruyan bir yapıya sahiptir. Halk arasında kulak kiri olarak adlandırılan yağlı tabaka bu işlevin en önemli komponentidir. Hem kanalın nemli olmasını sağlar hem asiditeyi düzenler. Dış kulak asitlik seviyesini düzenleyerek, flora mikroorganizmaları dediğimiz mikroorganizmaların yaşaması için uygun hale getirir. Bu asitlik seviyesi aynı zamanda da zararlı mikroorganizmaların yerleşmesini ve enfeksiyon oluşturmasını engellemektedir. Bu kanalın suyla çok fazla temasta olması bu yapısının bozulmasına neden olmaktadır. Suyla temas etmiş olan kulakların kulak pamuklarıyla temizlenmeye çalışılması da bu dokuya zarar vermektedir. Ayrıca bu kulak pamukları çok ince bir yapıda olan kulak cildinin zedelenmesine ve zararlı mikroorganizmaların enfeksiyon oluşturması riskini arttırmaktadır.
Dış Kulak İltihabının Belirtileri Nedir?
Genellikle erken evrelerde kulakta dolgunluk, kaşıntı ve hafif akıntıyla seyretmektedir. İlerleyen dönemlerde dayanılmaz bir ağrıya neden olabilmektedir. Kulağa dokunulduğunda ciddi hassasiyet olur. Bazı hastalarda ağrı ağız açık kapama hareketlerini sınırlayacak seviyelere gelebilir.
Tedavisi Nasıl İlerler?
Tedavide genellikle antibiyotikli ve steroidli damlalar yeterli olmaktadır. Kulak burun boğaz hekimleri dış kulak kanalındaki iltihaplı doku temizlenerek dış kulak kanalı bakımı yapılır ve bu damlalar kullanılmaya başlanır. Ancak dış kulak kanalının çok ödemlendiği hastalarda, dış kulak kanalına antibiyotikli pamuklar konularak bu pamukların damlalarla ıslatılması gerekebilir. Bazı hastalarda ağızdan da antibiyotik kullanımı gerekebilir. Tedavi sırasında kulağın en az 2 hafta sudan korunması önemlidir.
“Şeker Hastaları Yüksek Risk Grubunda!”
Hastalık tedavi edilmediği takdirde tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bağışıklık sisteminin baskılanmış olduğu hastalar, şeker hastaları komplikasyon gelişmesi açısından yüksek risk gurubundadır ve tedavileri ivedilikle yapılmalıdır.