Toplumda yaygın inanışın aksine, ciddi kalp hastalıkları dışında kalan hastaların oruç tutmasında genellikle sakınca görülmüyor. Yapılan araştırmalar, oruç tutan kişilerde kalp krizi riskinin artmadığını, aksine kan şekeri ve kolesterol seviyelerinde düzelme ile tansiyonda düşüş gözlemlendiğini ortaya koyuyor. Ancak uzun saatler boyunca aç ve susuz kalındıktan sonra yapılan beslenme hataları, kalp hastalarında ciddi sorunlara yol açabiliyor.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, kalp ve damar hastalarının oruç tutarken doktor tavsiyelerine harfiyen uymaları gerektiğini belirterek, “Ritim bozukluğu, ani tansiyon yükselmesine bağlı felç ve kalp krizi, oruç sırasında yapılan hatalar nedeniyle sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır. Bu nedenle hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları, sağlıklı beslenmeye özen göstermeleri ve aşırı fiziksel efordan kaçınmaları büyük önem taşır” dedi.
Prof. Dr. Karabulut, Ramazan ayında kalp sağlığını korumak için dikkat edilmesi gereken 10 önemli kuralı sıralayarak, hastaları bilinçli olmaya çağırdı.
Sahursuz oruç tutmayın
Ramazan’da uykusuz kalacağımız kaygısıyla sahuru çoğunlukla ihmal ediyoruz. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, oysa gün içerisinde bize enerji veren ve ayakta tutan öğünün sahur olduğunu belirterek, “Sadece iftarla tek öğün oruç tutanlarda metabolizma yavaşlar ve bu durum kilo alımıyla sonuçlanabilir. Dolayısıyla sahura mutlaka kalkılmalı ve tok tutacak bir öğün tercih edilmelidir. Tam buğday ekmeğine tost, 1 adet haşlanmış yumurta, 9-10 zeytin, 1 dilim az yağlı peynir, 3-4 adet ceviz, domates, salatalık, roka ve avokado salatası, 1 tatlı kaşığı bal ve 2 bardak su örnek bir sahur menüsü olabilir” diyor.
İftar öncesinde ve sonrasında yürüyüş yapın
Ramazan’da çoğunlukla egzersiz yapmaya ara veriyor ve daha az hareket ediyoruz. Oysa hareket etmek kalp ve damar sağlığının yanı sıra tüm vücut sağlığı için önemli. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, iftar öncesinde yapacağımız 30 dakikalık yürüyüşün metabolizmamızı hızlandırdığını vurgulayarak, “Yürüyüş vücudu iftara hazırlar, sindirim ve uykuyu destekler. Ayrıca iftar sonrasında yapılacak olan 15-20 dakikalık yürüyüşle günlük hareket hedefine ulaşılmış olunur” diyor.
İftar yemeğinde aşırı su içmeyin
Susuzluk çoğumuzu oruç tutarken zorlayan bir durum. Dolayısıyla iftar yemeğinde aşırı su tüketebiliyoruz. Ancak dikkat! Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, suyu iftar yemeğinin sonunda içmemiz gerektiğine dikkat çekerek, “Bazen kişiler yarım litre suyla iftar açabiliyorlar. Bu durum mide asiditesini azaltarak sindirimi zorlaştırabilmekte, bunun sonucunda karın ağrısı ve şişkinliği gibi sorunlar gelişebilmektedir. Dolayısıyla önerimiz, yarım bardak suyla iftar açılması ve kalan suyun iftar sonunda içilmesidir” diyor. Vücut susuz kaldığında ritim bozukluğu ve tansiyonun düşmesi gibi önemli sorunlar gelişebileceğini ve kalp krizi ile felç riskinin de artacağını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Karabulut, sağlığı riske atmamak için iftardan başlayarak sahura kadar mutlaka 1.5 litre su (8-10 bardak) tüketmek gerektiğini söylüyor.
Sigara ile iftar açmayın
Kalp ve genel sağlığınız için sigara kullanmayın ve içilen ortamlarda da bulunmayın. Ramazan, sigarayı bırakmanız için çok iyi bir fırsat aslında. “Ancak bu alışkanlığınız devam ediyorsa, iftarı sigara ile açmayın, iftar sonrasında peş peşe sigara içiminden de kaçının” uyarısında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Karabulut, “Sigara, damarlar üzerinde doğrudan oluşturduğu toksik etkiyle yüksek tansiyon ve kalp krizini tetikleyebilir” diye konuşuyor.
İftarı yavaş yapın
Kalp sağlığınız için dikkat etmeniz gereken bir başka önemli nokta ise iftarda yemeği hızlı tüketmemek olmalı. Zira besinlerin hızlı tüketimi; hazımsızlık, şişkinlik, çarpıntı ve tansiyon yükselmesi gibi sorunlara neden olabiliyor. İftarı yarım bardak suyla açıp, sonrasında çorba ve salata tüketmek midenizi zorlamayacaktır. Ana yemekte besinleri 10-20 kez çiğnedikten sonra yutmanız ise sindirimi rahatlatacaktır. İftar yemeğini bir porsiyon meyve veya sağlıklı tatlıyla sonlandırabilirsiniz.
İftar sonrasında tekrar yemek yemeyin
Ramazan’da iftar öğününden sonra yatıncaya kadar bir şeyler yemek sıkça yaptığımız hatalardan. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, iftardan sonra yemeğe devam etmenin uyku düzenini bozacağına ve mide reflüsüne yol açacağına işaret ederek, “Ayrıca sahur yapma isteğini de baskılayacaktır. Bu nedenle meyveyi veya tatlıyı iftar yemeğinden sonraki saat içerisinde tüketmek, sonrasında bir şey yememek sağlıklı bir yaklaşım olacaktır” diye konuşuyor.
Meyve veya sütlü tatlıları tercih edin
Şerbetli tatlı tüketimi Ramazan’da artış gösteriyor. Ancak özellikle ağır iftar sofralarında ara verilmeden yenilen tatlılar mide ve kalp hastalıklarını tetikleyebiliyor. Bunun nedeni ise şerbetli tatlıların hem yoğun kalori içermeleri, hem de iftar sonrasında mideye ve sindirime ek yük oluşturmaları. Bunun sonucunda kan şekerinde dalgalanmalar, kanda koyulaşma gelişebiliyor. Bunların yanı sıra insülin salınımını kamçılayarak daha çabuk acıkmaya da yol açıyor. Bu nedenle tatlıyı kısıtlamalı ve iftardan sonraki saat içerisinde tüketmelisiniz. Ayrıca şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar ya da meyveyi tercih etmeli, şerbetli tatlı tüketecekseniz tadımlık olarak tek bir dilimde bırakmalısınız.
Öğlenleri bir saat uyuyun
Ramazan’da uyku düzeni biraz bozulabiliyor ve uykusuzluk sorunu yaşanabiliyor. Prof. Dr. Ahmet Karabulut, uykusuzluğun gün içerisinde gerginlik, çarpıntı ve tansiyon yüksekliğine neden olabileceğine işaret ederek, “Dolayısıyla vücudumuzun ihtiyacı olan 7 saatlik kaliteli ve dinlendirici uykuyu sağlayabilmek için yatış saati erkene çekilebilir. Ayrıca öğleden sonra bir saati aşmamak kaydıyla gündüz uykusu takviyesi yapılabilir. Gece uykusunu olumsuz etkileyeceği için gündüz uzun süre uyumaktan kaçınmak ise çok önemlidir” bilgisini veriyor.
İlaç kullanımını bırakmayın
Kalp hastalarında ilaç düzeninin oruç saatlerine uyacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve ilaç kullanımının bırakılmaması büyük bir öneme sahip. Aksi halde ilaçlar ile ilgili yan etkiler ya da etkinlik kaybı izlenebilir. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Karabulut, kalp ve damar hastalıklarında ilaç düzeninin kişiden kişiye farklılık gösterdiğini belirterek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazı ilaçlar günde 1 kez, bazıları ise günde 2-3 kez alınabilir. Oruç sürecinde tansiyon düşeceği için tansiyon ilaçlarının dozunda yeniden ayarlama yapılması gerekebilir. İdrar söktürücü ilaçlar susuzluğu arttıracağı için bu dönemde ilaçlara ara verilmesi hekim kararı ile düşünülebilir.”
Ziyafet sofralarından uzak durun
Ramazan, mideyi dinlendirme ve mideyi küçültme ayıdır. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, dolayısıyla mide sınırlarını zorlayan ziyafet sofralarından kaçınmak gerektiğini belirterek, “Zira midenin tıka basa doldurulduğu iftar yemekleri genellikle hazımsızlık, çarpıntı ve tansiyon yükselmesiyle sonlanmaktadır. Ayrıca, özellikle ziyafetlerde fazla tüketilen şerbetlere de dikkat etmek gerekir. Bu şerbetlerde aroma ve şeker oranları yüksektir. Tercih edilecek içecek su, maden suyu ve ayran olmalıdır. Ayrıca fazla miktarda çay ve kahve, tüketimi de vücuttan su atılımını ve kalpte çarpıntıyı tetikleyebilmektedir. Dolayısıyla çay ve kahveyi iftar sonrasında 2 bardak veya 1 fincan ile sınırlandırmak da önemlidir” uyarısında bulunuyor.