Bugün Ziraat Odası İl Koordinasyon toplantımızı yapmak üzere tüm Malatya Ziraat Odaları olarak bir araya geldik ve asrın felaketinden sonra konteynerlerde vazifesini eksiksiz yerine getiren basınımızın değerli temsilcilerini ziyaret ettik. Asrın felaketinden sonra Malatya’mızda çok sıkıntılı günler yaşandı. Bunların bir taraftan telafisi yapılırken bir taraftan da insanlarımızın fedakarlıklarından dolayı tüm Malatya kamuya ve vatandaşlara teşekkür ediyoruz. Pandemi sürecinde olduğu gibi asrın felaketini yaşamış bölge olarak tarım üretiminden bir nebze olsun geride kalmayarak üretimini gerçekleştiren tüm üreticilere ve çiftçilerimize selam olsun. TBMM açıldı, 28. Dönem, 2. yasama yılı başladı. Biz burada Ziraat Odaları olarak anayasal haklara sahip, demokrasi ile seçilen TBMM’deki tüm milletvekillerimizi bizim temsilcimiz olarak kabul ediyoruz. Yeni yasama yılımızın ülkemize, çiftçimize, üreticimize ve bilhassa deprem geçirmiş 11 ilimize hayırlara vesile olmasını diliyorum; ancak biz çiftçi temsilcileri olarak yeni yasama yılının başlangıcında ilk yapılacak işin üretici ile tüketicinin hak ve menfaatlerini koruyacak yeni bir yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. TBMM’deki temsilcilerimiz gerçekten eğer üreticinin durumunu ve Ziraat Odalarını yapmış olduğu baskıları görüyorlarsa buna bir an önce çözüm bulmaları lazım.
Genel Başkanımız Şemsi Bayraktar, her ay açıklama yapıyor. Market ile tarla arasındaki fiyat farkı 10 kata çıktı. Tarlada bir ürün 2-3 lira iken marketlerde 25-30 liraya satılıyor. Bu yıl eğer Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) büyük bir fedakarlık yapıp 10 milyon ton arpa ve buğdayı almasaydı, ticaretçilerin eline bırakılsaydık geçen yıl 8 liraya sattığımız buğdayı bu yıl 6 liraya çiftçinin elinden alacaklardı. Üretici zor durumda, biz bunu her yerde haykırıyoruz. Bizim girdi maliyetlerimiz yüzde 100’ün üzerinde arttı. Devlet Su İşleri (DSİ) sulama suyu maliyetini yüzde 100 artırdı. Mevsimlik tarım işçisine geçen yıl 216 lira ödeme yapılırken, bu yıl 450 liradan ödeme yapıldı, asgari ücret ile beraber artış yüzde 120 oldu. Aynı zamanda mazot ve gübrede yüzde 100 artışlar yapılırken bir üretici olarak geçen yıl sattığımız fiyata bu yıl ürünümüzü satamıyorsak bu sorumluluk TBMM’ye aittir. Eğer ben kayısı üretiminde Türkiye olarak dünya birincisiysem, 750 bin ton kayısı üretimi Türkiye’de varsa Malatya’da 650 bin ton kayısı üretiliyorsa bu da Avrupa Coğrafi İşaret Belgeli ise eğer dünyada kuru kayısının yüzde 85’ini Malatya’da kayısı üretici üretiyorsa neden İran, Özbekistan, Kırgızistan’dan zerdali getirilip benim kayısıma karıştırılıyor? Bunlar Avrupa’da benim kayısımın değerini düşürüyor. Burada üretici isyan ediyor, bize baskı yapıyor. Badem üretiminde Adıyaman, Elazığ ve Malatya bölgemizde Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, Tarım Bakanlığı teşvikler yaparak badem üretimini çoğaltmak istediler. Badem üretimi arttıkça bu sefer ithalatın önünü açarak ve gümrük vergisini yüzde 2’ye çekerek badem ağaçlarının bugün sökülmesine sebep oldular. Çiftçi burada isyan ediyor. Eğer üretici ürettiği şeker pancarını bugün devlete teslim edecek deprem bölgesi olarak eğer mart ayında para alacaksak gerçekten bu üreticinin durumu ne halde olur düşünün. Ben bilhassa bunu açıklıkla ifade ediyorum deprem bölgesindeki pancar üreticinin parasını bir ay içinde kendilerine ödemeleri gerekiyor bugün bir fiyat açıklanacak maliyetler artacak ve mart ayında almış olduğu para ile bu üretici bir daha pancar ekemeyecek.
TBMM’deki temsilcilerimize sesleniyoruz ithalatı durdurun üreticiyi koruyun. Bu ülkeye başka ülkelerin malını sokarak ithalata muhtaç etmeyin, üreticiye sahip çıkın, üretici zor durumda. Geçen yıl 5 lira 80 kuruşu toprak mahsullerince alınan mısır bu sene 6 lira ise bunu oturup düşünmeleri lazım. Biz sivil toplum kuruluşuyuz, çiftçimizin temsilcisiyiz, çiftimizi sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.