DAYANDIK VE DAYANIŞTIK...

Tam da öyle yaptık ve öyle olduk..
Yağan kara, esen borana, yağmur yüklü bulutlara dayandık..
Binlerce kez titreyen yeryüzüne, üzerimize yıkılan molozlara, toz öbekleri altında kalan cihazlara rağmen dayandık...
Kesilen elektriğe, sönen ışıklara, kaybolan yollara rağmen, ses olmak için dayandık..
Herkesin birbirini kaybettiği mahşer provasının gizemli ortamında dayanıştık..
Ailesinden önce kader arkadaşlarını depremin debdebesine rağmen unutmayan yönetim kurulu başkanımız Selahattin Bayrak ile dayanıştık..
Malatya Vuslat TV’nin kapısının önündeki can pazarı enkaz teneşirinde dayanıştık...
Önce dayanmaya ant ettik, sonra şehir ile dayanışmaya meyil ettik..
Çadır aramadık, çorba sırasına girmedik, ateş başında kaderi beklemedik, enkazın tek gazisi bir kamera ve onu sürekli şarj eden yüreğimizle enerji olduk..
Malatya'nın sesi olacağız demiştik, şehrin gücüyüz demiştik, o gücü güçlüklere heba etmeden, bu kadim kent ile dayanıştık...
Gitmedik, terk etmedik, rahatımıza istirahat vermeden kimsesizlerin kimsesi ile dayanıştık..
"Kimse yok mu" feryatlarının olduğu yöne koştuk..
Şehrin her kanayan noktasına giderken çekilen çileleri benliğimize katık ettik...
Üç- beş kalsak bile bu şehrin feryadını dünyaya kalan tek pencereden biz haykırdık...
Biz tüm Anadolu yayın kuruluşları arasında tesadüfen seçilmedik..
Emeğimizi, çabamızı, sevdamızı, zorluklarımızı, çilemizi birilerinin mutlaka göreceğini biliyorduk...
Canımızı cananımızın önünde tuttuğumuzu Türkiye görüyordu..
Göz gözü görmediği bir zamanda mikrofonumuzun logosunu görenlerin umuduna şahitlik ettik..
Depremle başlayan mücadelemizi her alanda sürdürdük..
Seçim döneminde bile ağır hasar almış ekipmanımızla yüzden fazla siyasinin tarafsız olarak sesini duyurarak ülke rekorunu Malatya Vuslat TV olarak biz gerçekleştirdik..
Yıkılan şehirde reklamsız, gelirsiz, belirsiz bir atmosfere meydan okuduk...
Evet, doğanın ve insanın olumsuzluklarına inat, dayandık, ve dayanıştık ki Türkiye'nin en yüksek makamı olan Cumhurbaşkanının elinden ödül aldık..
En iyi kameraman, en iyi spiker, en iyi stüdyo ödülü değil, "YILIN BASIN DAYANIŞMA ÖDÜLÜNÜ” aldık..
Bu çok önemliydi bizim için..
Çünkü çaresizlik içinde dayanışmayı başardık..
Şehir ile, insan ile, değer ile, yardım elleri ile, fedakar milletimiz ile, varlığını seferber eden devletimiz ile dayanıştık..
Ses olduk, nefes olduk, söz olduk, umut olduk, can olduk ki, candan olan bir ödüle layık görüldük..
Teşekkürler Malatya..
Teşekkürler Anadolu Basın Konseyi..
Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanımız...
Teşekkürler Malatya Vuslat TV’nin cefakâr ve fedakâr inanmış yönetimi ve kadrosu...
Bu ödül, insanlığından ödün vermeyen herkese armağan olsun..
Bu ödül, kameramanlıktan gelen Malatya Vuslat TV yönetim kurulu başkanı Selahattin Bayrak ve yol arkadaşlarına helal olsun...
Bu ödül dayanan ve dayanışan Malatya'ya umut olsun...
Bu ödül kalemini ve kelamını insanlık için adayanlara nişane olsun...
Bu ödül yarasına tuz basan, mahzun şehrin, mahrum sokaklarına ışık olsun...
Bu ödüle bizi layık görenlere selâm olsun...
NEJDET AKBOĞA….