Asrın felaketinin ardından kent genelinde yaşanan sarsıntılar ile bir çok bina yıkıldı yıkılmayıp ayakta kalanlarda ağır hasar aldı. Yaşanan kayıplar, yıkıntılar, enkazlar üzerine birde Malatya’daki vatandaşlar için barınma konusu büyük bir sorun teşkil ediyor. Kiraların özellikle deprem bölgesinde çok fazla artış göstermesi bir çok vatandaşı mağdur etti.

Bunun üzerine ev kiraları ve kiracıların yaşadığı sorunlar hakkında  avukat ahmet Pektaş kiracı ve ev sahiplerinin hakları konusunda bilgilendirmelerde bulundu. En sık karşılaşılan sorunların başında fahiş kira artırımının geldiğini belirten Avukat Pektaş hukuki süreç hakkında bilgiler verdi.

'' Bu gün günümüzde en çok yaşadığımız sorunlardan bir tanesi kira artış oranları.  Kira artış oranları ile ilgili şöyle bir sorun var , %25’lik ve ticarilerde özellikle %55-%60’ları bulan bir orandan bahsediliyor. Ancak piyasa şartlarında düşük kalıyor. Bu nedenle kiraya veren ve kiracı arasında bu tür uyuşmazlıklar doğuyor. Bu uyuşmazlıklarda aslında anlaşmayla çözülmesi esas ama maalesef dava yoluna gidiliyor. Buna ilişkin olarak da avukatlara çok fazla başvuru geliyor. Bizlerde genellikle anlaşmaya sevk ediyoruz ve ara bulucuya gönderiyoruz.''

Kira artış oranı belli bir süre aşılmışsa ev sahibinin başvurusuyla zam oranı daha da arttırılabilir.

''Özellikle 5 yılı geçmiş kiracılar bakımından ev sahibinin arttırım yapma hakkı var. Tabii bunu dava yoluyla yapıyor ama davayı açtığı anda ihtiyati tedbir yoluyla karar verilir verilmez kira bedelini yükseltebiliyor. Buradaki sorun da özellikle karar verildiği an doğrudan doğruya kiranın değeri yükselmiş oluyor. Bu da aslında önemli bir soruna yol açıyor. Taraflar arasında uyuşmazlığın bu raddeye gelmesi güven ilişkisini de sarsıyor. Bu durum da çeşitli sorunlar meydana geliyor. Sonrasında da bu uyuşmazlık neticesinde konu mahkemelere veya ara buluculara sirayet ediyor.''

Deprem sonrası evin tahliye edilmesi için belirli şartlar ve yaptırımlar bulunuyor.

''Özellikle  ev sahiplerinin tabiri caizse  maymuncuk olarak bu yolu kullanması yani kiracıyı evden tahliye ettirip yeniden kiraya vermek için kullandığı bir durumdur. Bu da kanuna karşı hile durumu doğuruyor ama kiracıların lehine olan durum eğer kiraya veren bu hususu yaparken oğlum gelecek çık diyorsa ki bunlarda sınırlı kanundadır. Yani  anne, baba, dede, nine, oğul, kız, torun yani karde ve dayı bunu kapsamıyor. Evi ihtiyaç nedeniyle tahliye ettiriyor. Ondan sonra dönüp başka birine kiraya veriyor. Bunu çokça yaşıyoruz biz. Burada özellikle şunu ifade etmek istiyorum kiracılar için son ödenen kira yılının yani bir yılın kirasını tazminat olarak ev sahibinden isteyebiliyor. Bu iş sadece standart bir durumla kalmıyor. Çıkardım oldu bitti anlamına gelmiyor. Bu sebeplerle ev tahliye edilmiş ve 3 yıl geçmeden başka birine kiraya verilmişse son ödenen yılın bütün kira bedelini ev sahibinden tazminat olarak alabiliyor.''

Evin satılması durumunda da haklar kiracıdan yana oluyor.

''Burada dikkate değer başka bir husus daha var. Kiraya verenler açısından ’Satacağım çık’ ya da ’evi sattım çık’ özellikle şunu ifade ediyorum bu husus çok açık 2012 de değişen borçlar kanunundan sonra yeni satın alan ev sahibi kira sözleşmesine aynen taraf oluyor. Ve burada özellikle ifade edeyim taraf olduğu içinde kira sözleşmesi sona ermiyor, kendisinin eğer ihtiyacı varsa yani diyelim ki bir evi var adamın ve kiracıyı çıkarmak istiyorum o evi edindikten sonra bir ay içinde bir ihtarname çekecek ve en az altı ay sonra kiracıyı çıkarabilecek.''

Avukat Ahmet Pektaş ev sahiplerinin hakları hakkında da konuştu.

''Bu süreçte eğer kirasını ödememenin dışında aidatları ödemeyen biri varsa, evine zarar verdiğini düşünüyorsa ya da evde ciddi tadilat gerekiyorsa bunlar da tahliye nedenidir. Ev sahipleri kira ödenmemesini beklemek zorunda değiller. Komşuların rahatsız edilmesi halinde de ev sahipleri kiracının tahliyesini isteyebilirler. İhtiyaç nedeni ile tahliye söz konusu olabilir. Eğer kendi ihtiyacı varsa 30 gün içinde bir ihtarname çekip en az altı ay sonra kiracılarını çıkarabilir.''